Küresel SiyasetUluslararası İlişkiler

Vatikanlı Başpiskopos Küreselcilere Karşı: TRUMP’A AÇIK MEKTUP

Küresel siyasette ve Amerikan siyasetinde küreselciler ile milliyetçi-muhafazakarlar arasında devam eden derin mücadele son yıllarda Trump’ın sözleriyle dikkat çekiyordu. Bu mücadelenin ABD’yi derinden böldüğü gibi Vatikan’ı da böldüğünü gösteren en açık delilleri bir Başpiskopos gösterdi. Aşağıda Vatikanlı bir kanaat önderinin milyonlara ulaşan açık mektubunu okuyacaksınız.

Carlo Maria Viganò, Apostolic Nunciature (Papa’nın Elçisi) olarak Washington’da 2011’den 2016’ya dek temsilcilik yaptı. Bu, Vatikan’ın ABD’deki Katolikleri takip ettiği bir temsilcilik makamıydı.

İtalya doğumlu Carlo M. Viganò, dini ve medeni hukuk üzerine ihtisas yaptıktan sonra Vatikan Şehir Devleti’nde önemli pozisyonlara yükselmişti. Diplomat olarak Irak, İngiltere ve Avrupa Birliği’nde vazife yaptıktan sonra Washington Büyükelçiliği’ne tayin edilmişti.

Başpiskopos Viganò, 7 Haziran 2020 Pazar günü ABD Başkanı D. Trump’a açık mektup yazarak, “derin devlet” ile mücadele eden başkanı kutladı. Bu mektup esasen hem Vatikan’daki iktidarın muhaliflerine hem de Amerikan Katoliklere bir çağrıydı. Başpiskopos, kendisini “derin kilise” ile mücadele eden bir din adamı olarak gösterdi.

ABD Başkanı Donald Trump 11 Haziran 2020 günü attığı twitte Carlo Vigano’nun mektubunu milyonlarca kişiye ulaştırıp dünyaya açık mesaj verdi.

Viganò, 2020’deki Pandemi başladıktan iki ay sonra, Mayıs’ın son günlerinden beri ABD sokaklarında polisin üzerine yürüyüp sokağa inen kitlelerin “Black Lives Matter” (Zencilerin Hayatı Önemlidir) pankartlarıyla anarşiye alet olduklarını ve masonik lobiler tarafından desteklendiğini yazdı. Başpiskopos Viganò, Trump’a hitaben açık mektubunda bunları şöyle ifade etti:

Sayın Başkan,

Son aylarda iki farklı grubun ortaya çıktığınız görüyoruz. Bunlar, İncil’in ifadesiyle, ‘ışığın çocukları’ ile ‘karanlığın çocukları’ olmuştur. Işığın evlatları, açıkça insanlığın ekseriyetini teşkil etmektedir. Buna karşılık karanlığın evlatları ise mutlak bir azınlığı temsil etmektedir. Ancak buna rağmen karanlığın temsilcileri hükümette, siyasette, ekonomide ve medyada stratejik pozisyonları elde tutarken ışığın evlatları bunlar karşısında manen çökmüş ve ayrımcılığa maruz kalmışlardır. İzahı zor bir tablodur ki iyiler ya şahsi menfaatlerinden yahut korkularından ötürü bu kötülere teslim olmuşlardır.

Bu iki taraf, İncil’in tarifiyle, İnsan zürriyeti ile İblis zürriyeti arasındaki farkı göstermektedir. Bir taraftakiler bütün kusurlarına ve zayıflıklarına rağmen Tanrı’nın kanunlarına uyarak Cennetin Krallığı’nı hak etmek için iyilik etmek, dürüst kalmak, aile mesuliyetiyle yaşamak, vatanlarına çalışarak katkıda bulunmak ve muhtaçlara yardım etmek için gayret ederler. Diğer taraftakiler ise hiçbir ahlaki kaide tanımaz, sadece kendilerine hizmet eder, aileleri ve milletleri yıkmaya çalışır, haksız kazançlarla servetlerini büyütmek için işçinin emeğini sömürürler ve iç bölünmeleri teşvik edip savaşlar çıkarırlar. Böylece parayı ve gücü elde tutarlar. Bunlar, ellerindeki geçici refaha aldanmaktadırlar ve tövbe etmeyip böyle devam ederlerse Tanrı’dan uzak halde onları bekleyen sonsuz felakete sürüklenecekler.

Sayın Başkan!

Bu iki zıt grup, Tanrı ile İblis’in birbirlerine ebedi düşman olmaları gibi birbirlerine ebedi düşmandırlar ancak toplum içinde bir arada yaşıyorlar. Fakat şimdi açıkça görülüyor ki karanlığın evlatları, yani sizin karşısında durduğunuz derin devlet, size karşı şiddetli bir savaş yürütüyor. Tabiri caizse artık ellerindeki kartları da göstererek planlarını ortaya koyuyorlar. Her şeyi kontrol altında tuttuklarından o kadar emin görünüyorlar ki bugüne kadar kısmen de olsa gerçek niyetlerini örten tedbirlilik halini bir kenara bıraktılar. Halihazırda yürütülen tahkikat, COVID vakasının sadece sağlık alanında değil siyasette, ekonomide ve medyadaki gerçek mesullerini ortaya çıkaracaktır. Büyük ihtimalle göreceğiz ki bu dev toplum mühendisliği operasyonu, insanlığın kaderine müdahale etme hakkını kendilerinde gören bazı insanların milletler ve onların hükümetteki temsilcilerine karşı yürüttüğü bir faaliyettir.

Ve göreceğiz ki bugünlerde cereyan eden sokak isyanlarını teşvik edenler de gene virüsün artık işe yaramadığını görenlerdir. Bunlar, salgının sosyal düzeni bozmaya devam edemeyeceğini görünce bu kez sosyal meseleleri kaşımaya başladılar. Çünkü halka karşı baskı yapmak, meşru da olsa, kabul edilemez bir noktaya doğru gidecekti. Aynısı müthiş bir eş zaman ayarlamasıyla Avrupa’da da yapılıyor. Açıkça görülüyor ki sokak gösterileriyle oluşan ortam ile yaklaşan başkanlık seçimlerinde derin devletin hedefleriyle uyumlu, onlara sadık ve bağımlı bir kişinin seçilmesi hedeflenmektedir. Birkaç ay içinde, bu yıkıcı ve şiddetli olayların arkasında sosyal düzenin dağılıp hürriyetlerin ortadan kalktığı bir dünyayı hedefleyen menfaat sahipleri olduğunu öğrenirsek bu sürpriz olmayacaktır. Bu, Masonik bir atasözünde geçtiği gibi Solve et Coagula (dağıtarak yap) anlayışıdır.

Zıt tarafları tarif edişim rahatsız edici görünebilir ancak dini kalıplar içinde de böyle geçmektedir. İnançlı çobanlar (din adamları), İsa’nın sürüsüne (ümmetine) sahip çıkmaktadır ancak sadece kendine çalışan kafirler de vardır ve bunlar sürüyü dağıtmaktan çekinmedikleri gibi koyunları aç kurtlara teslim ederler. Şüphe yok ki bu paragözler karanlığın evlatlarıyla müttefiktir ve ışığın evlatlarından nefret etmektedir. Derin devlet gibi bir de derin kilise vardır ki bu derin kilise ihanet içindedir ve Tanrı’ya verdiği sözü tutmamaktadır. Dolayısıyla iyi idareciler kamu işlerinde Görünmeyen Düşman’a karşı savaştıkları gibi Kilise’de de iyi din adamları aynı düşmana karşı mücadele vermektedir. Bu, ruhani-dini bir harptir.

ABD’de ilk defa sayenizde bir başkan cesurca (kürtaja karşı) hayat hakkını savundu ve Hıristiyanların haklarını savunmaktan çekinmeyip Hz. İsa’dan bahsederek Hıristiyanların ibadet hürriyeti için konuştu. “Hayat Hakkı Yürüyüşü”ne katılmanız ve Nisan ayını “Çocuk İstismarını Önleme Ayı” ilan etmeniz sizin hangi tarafta savaşmayı tercih ettiğinizi gösteriyor. İnanıyorum ki bu savaşta, silahlarımız farklı da olsa, aynı saftayız.

Bu yüzden, (Washington’daki Katolik mabedi) National Shrine of Saint John Paul II ziyaretinizden sonra hedef olduğunuz saldırılar inanıyorum ki organize edilmiş bir medya faaliyetiydi. O medya ki ırkçılık ile savaşıp sosyal düzene katkı sağlamayı hedefleyen bir medya değil kışkırtıcı bir medya; adaleti savunan değil şiddeti ve suçu meşrulaştıran, hakikate hizmet eden değil tek bir siyasi gruba hizmet eden medyadır.

Üzücüdür ki bazı piskoposlar var, birini yakın zaman önce ifşa etmiştim, bunlar sözleriyle karşı tarafta saf tuttuklarını göstermektedirler. Bunlar, derin devlete itaat etmişler ve küreselciliğe hizmet etmekteler. Bunlar, içinde Hıristiyanlıktan hiçbir eser bulunmayan üniversal biraderlik (mason kardeşliği) ile oluşacak Yeni Dünya Düzeni için daha fazla dua ederler. Buradaki hedef, Masonik ideallere göre Tanrısız bir dünya kurup hükmetmektir. Bu idealler, Tanrı’yı okullarımızdan, ailelerimizden ve hatta mümkünse kiliselerimizden bile çıkarmayı hedeflemektedir.

Amerikan halkı, ana akım medyanın gerçekleri yaymaya değil susturmaya ve çarpıtmaya çalıştığını görüp anlayacak kadar olgundur. Bu medya, efendilerinin maksadına uygun şekilde yalan haberler yaymayı tercih ediyor. Ancak şurası önemlidir ki çoğunluğu teşkil eden iyi insanlar artık miskinlikten uzaklaşıp uyanıyorlar ve sahtekâr bir azınlık tarafından kandırılmayı kabul etmiyorlar. Işığın evlatları olan iyilerin bir araya gelip seslerini daha gür çıkarmaları gerekir. Bunu yaparken, Sayın Başkan, düşmanın bu büyük taarruzuna karşı Tanrı’dan sizi, ABD’yi ve bütün insanlığı koruması için dua etmekten daha etkili bir yol var mıdır? Duaların gücüyle karanlığın evlatlarının hileleri çökecek, kurdukları komplolar ortaya çıkacak ve ihanetleri ifşa edilecektir. Korkutucu kuvvetleri sona erecek ve şeytani tuzakları ortaya çıkacaktır.

Sayın Başkan, daimî dualarım, bir dönem müşerref olup Papa 16. Benedikt’in temsilcisi olarak gönderildiğim Amerikan halkıyla beraberdir. Bütün insanlık için dramatik ve kritik olan böyle bir vakitte şahsınıza ve ABD Hükümeti’nde sizin tarafınızda yer alanlara dua ediyorum. İnanıyorum ki Amerikan halkı Yüce Tanrı’dan dileklerimizde bana ve size katılacaktır.

Bütün insanlığın Görünmez Düşmanı’na karşı Sizi ve First Lady’i, aziz Amerikan halkını, bütün iyi erkekleri ve kadınları kutsarım.

Carlo Maria Viganò

Ulpiana Başpiskoposu

Eski ABD Temsilcisi

 

Kaynak: Cafer Talha Şeker, Amerikan Muhafazakarlar ve Derin Devlet, Arı-Sanat, 2023, İstanbul.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir